İHRACAT DESTEKLERİ İLE EKONOMİK BÜYÜME ARASINDA NASIL BİR İLİŞKİ BULUNUR?
Genel olarak değerlendirildiğinde ülkelerin ekonomik refahı arttırmak amacıyla paydaşlarına sağlamış oldukları teşvikler, devletin ekonomiyi yönlendirme ve müdahalede bulunması için önemli araçlardır.
Gelişmekte olan ülkelerde iktisat politikalarının temel amacı, yurt içi makro istikrarı sağlayarak iktisadi kalkınmayı hızlandırmaktır. Kalkınma çabası içinde olan ülkelerde ihracatın temel mallarını geleneksel tarım ürünleri oluşturmakta ve bunların ihracatının çeşitli sebeplerle artırılamaması ödemeler dengesini bozmaktadır. Bu nedenle gelişmekte olan ülkelerde ihracatın teşviki, ihraç edilen malların çeşit ve miktarının artırılması önemini korumaktadır.
Gelişmiş ülkelerde teşviklerin genellikle ürün geliştirme, araştırma-geliştirme faaliyetlerini teşvik etme, sürdürülebilir ekonomik kalkınmayı sağlama ve rekabet gücünü arttırma gibi amaçlar ile kullanıldığı görülmektedir. Artan uluslararası rekabet ortamı ile az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için gelişmiş ülkelerin önemli pazarları olma, uluslararası rekabete açılma ile birlikte yerli endüstrilerin bu rekabetten olumsuz etkilenmesi gibi önemli sorunlar ortaya çıkarmaya başlamıştır. Bu doğrultuda az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler ise piyasada meydana gelen aksaklıkların giderilmesi, üretim ve ihracat hacminin arttırılması, doğrudan yabancı yatırımlar açısından ülkelerin cazip hale getirilmesi, küreselleşme süreci ile birlikte oluşan uluslararası rekabet ortamına ayak uydurmak gibi amaçlarla teşviklere başvurmaktadırlar.
Verilen ihracat teşviklerinin denetiminin sağlanması ile etkin şekilde kullanılan teşviklerin sırasıyla hizmet sektörü, imalat sanayi ve tarım sektörü ihracatlarında önemli artışlar sağlayacağı düşünülmektedir. Hizmet ticaretinin Türkiye’nin cari açığının azaltılmasındaki önemi ve analizler sonucunda uzun dönemde yatırım teşviklerinin diğer sektörlere göre hizmet sektörü ihracatına daha yüksek düzeyde katkı sağladığı dikkate alındığında, hizmet sektöründeki yatırım teşviklerinin verimliliği arttırılarak daha yüksek düzeyde hizmet ihracatının sağlanabileceği öngörülmektedir.
ihracatı teşvik politikaları, firmaların daha verimli çalışabilmesi ve yeni teknolojilere daha çabuk uyum sağlayabilmesi, piyasada daha etkin olabilmesi için oldukça önemli bir araçtır. Son 40 yıldır önemli bir ekonomik yapı değişikliğine giden Uzak Doğu Kaplanları’ nın (Japonya, G. Kore, Tayvan, Hong-Kong ve Singapur) gelişmelerinde dış ticaret önemli bir rol oynamıştır. Bu ülkelerin başarılarında ihracatı teşvik politikalarının etkinliğinin bilinen bir gerçektir. Yapılan araştırmaların çoğunda, ihracattaki artışla GSYİH arasında doğrusal bir bağlantı olduğu ve ihracatın iktisadi büyüme sürecindeki rolünün önemi ortaya çıkarılmıştır.Bu durum diğer gelişmekte olan ülkelerinde bu yönde hareket etmelerine neden olmuştur.
İhracatı teşvik politikaları sonucunda ihracatın artması, ekonomik gelişmeye iki yönden katkıda bulunur. İhracat artışı, milli geliri artırarak kalkınmayı doğrudan olumlu etkilerken, döviz darboğazını genişleterek de ekonomik kalkınmaya destek olur. İhracat teşvikleri mal ve hizmet üretimini doğrudan özendirir. Bu da ülkelerin karşılaştırmalı üstünlük sağlaması ve ölçek ekonomilerin işlemesi için daha fazla uzmanlaşmayı gerektirir. Üstelik ihracatın artması, yerli üretimde pozitif etki sağlayacak olan teknolojik değişme, emeğin verimliliği ve sermayenin etkinliği açısından yüksek kaliteli ürün ve teknolojinin ithalatına izin verir. Doğru politikalarla ve gerçek ihtiyaca yönelik verilen ihracat destekleri bir ekonomide ihracat artışı ile ülkedeki üretim faktörlerini de daha fazla üretime katılabilmekte ve ekonomik kalkınmada önemli rol oynamaktadır.